Haber

Sağlıkta Şiddetle Mücadelenin Sembolü ‘Dr. Ersin Arslan’dan Sonra Ne Değişti?

Dr. Ersin Arslan, Gaziantep Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde göğüs cerrahı olarak çalışıyordu. Kanser hastasını ameliyat etti, taburcu olan hasta evine gitti, ardından farklı bir şikayetle hastaneye döndü ve hayatını kaybetti.

Hasta yakınının 17 yaşındaki torunu Dr. Ersin’i suçlayarak görevinin başında doktorun yaşamına son verdi. Hastaneye bıçakla girmeyi başardı, doktoru öldürdü. Hastanenin adı ‘Dr. ‘Ersin Arslan’ ismi eklendi… Aradan 11 yıl geçti, Türkiye’de hâlâ birebir yaşanan olaylar acı bir şekilde yaşanıyor. Özel günler olmasın diye duyurulur, tedbirler alınır ama toplumsal şiddet nedeniyle sağlıkta şiddet azalmaz aksine hızla artar. Sağlıkta şiddete son vermek için ne yapılmalı Dr. Ersin cinayetinden sonra ne değişti, değişti mi?

Sağlıkta Gayretli Çabanın Simgesi, ‘Dr. Ersin Arslan’dan Sonra Ne Değişti?

‘Şiddet’ konusu, Türkiye’nin dünü ve bugünü arasında değişmeyen, süregelen olay ve olguların ortasında en çok konuşulan konulardan biri! 11 yıl önce 17 Nisan’da görev başındayken bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan olayının ardından Türk Tabipleri Birliği (TTB), 17 Nisan’ı ‘Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü’ ilan etti. O günden bu yana maalesef değişim olumlu yönde olmamış, sağlıkta şiddet hız kesmeden ve tırmanarak devam etmiştir. Doktora şiddet bitmedi. Bilim Sıhhat Haber Ajansı (BSHA), “Dr. “Ersin Arslan” cinayetinden sonra ne değişti? Gaziantep Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz ve hekimin ağabeyi Erkan Arslan’a sordu.

Sağlıkta Azgın Çalışkanlığın Sembolü ‘Dr. Ersin Arslan’dan Sonra Ne Değişti?

“Aramızdaki tek okuyucu Ersin’di, bu halkın oğluydu”

Aynı zamanda sağlık çalışanı olan Abi Erkan Arslan, “Kardeşim Dr. Ersin’in öldürüldüğü o günü anlatırken hala gerçek değilmiş gibi anlatıyorum. Ersin ortaokulda bile doktor olma hayali kuran, doktor olmak için çok çalışan, emek veren bir insandı. İdealleri vardı. 6 çocuklu bir ailenin 5 numarasıydı. Aramızda okuyan tek kişi oydu. Babası marangoz, annesi ev hanımıydı. 11 yıl geçti acımız hala çok taze. Sağlıkta şiddete başvuranlara verilecek cezalar ağır olmalı ama maalesef öyle değil! Hayatının baharında bir doktoru öldüren bir kişi çıkıp normal hayatına devam edebilir. Bu suçları işleyenlerin sağlık hizmetlerinden yararlanmalarına kısıtlama getirilmeli! Doktorlar bizden biri, doktorlarla toplum arasına uçurumlar konuluyor, böyle bir algı oluşturuluyor. Bu algının bitmesini ve sağlıkta şiddetin son bulmasını diliyoruz” dedi.

Dr. Ersin Arslan’dan Sonra Ne Değişti?

11 Yıl Sonra Hala Doktorlar Öldürülüyor!

Gaziantep Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Yılmaz, “Dr. Ersin Arslan’ın ölümünün üzerinden 11 yıl geçti. Bugün de doktorlara yönelik şiddete dikkat çekmeye çalışıyoruz. Ancak 11 yıldan beri bu konuda yeni olaylar yaşanıyor. Her gün basından ve sosyal medyadan hastanelerde şiddet haberleri duyuyoruz. Geçenlerde Konya’da bir doktorumuz güvenlik görevlisi tarafından öldürüldü ve birçok doktor daha görevlerinin başındayken öldürülmeye devam etti. Bu olayların meydana gelmesi hekimlerin ve sağlık çalışanlarının amacı ile temas halindedir. Bizlere “usta doktorlar, giderlerse bırakın gitsinler, elinizi hastanın cebinden çıkarın” zihniyeti gibi örnekler, kamuoyunun hekimlere tepki göstermesine neden oluyor. Böyle bir yönetim anlayışı varsa halk hekime şiddetten uzak durabilir mi?” dedi.

Dr. Ersin’in Abisi Anlatıyor: Marangoz bir babanın 6 çocuğundan okuyan tek oydu!

48 yaşındaki Abi Erkan Arslan da sağlık bölümünde çalışıyor. 25 yıldır sağlıkta farklı birimlerde çalışan Abi Arslan, “Ben bir aptalım” diyor ve devam ediyor, “Şu anda sağlık bölümünde kalp damar cerrahisi bölümünde perfüzyonist olarak çalışıyorum. 6 çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuyum. Bizi diğerlerinden ayıran, Türkiye’ye atfedilen acı bir konu var. Bir hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan’ın ailesi. Ersin anne babamızın 5. çocuğuydu. Ailede okuyan tek kişi oydu. Ortaokuldan beri okumak hayaliydi, lise yıllarında üniversite sınavına girdi ve öğretmen oldu. Ancak gitmedi, bir yıl daha çalıştı ve Trabzon’da tıp fakültesini kazandı. Marangoz bir babanın oğluydu, geçim derdinde olan bir ailenin oğluydu. Öğrencilik hayatında da çok başarılıydı. TUS sınavına girdi. 2006 yılında Gaziantep Göğüs Cerrahisi bölümünü kazandı. 11 yıl sonraki o günden bahsederken bile sanki gerçek değilmiş gibi anlatıyorum. Böyle bir şeyin başımıza geleceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Mesleği yaşatmak olan bir doktorun mesleği uğruna ölmesi benim için çok acı.”

Ölümünden Sonra Yayınlanan Makale

Abi Erkan Arslan, Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesinin ardından 2016 yılında Nobel Edebiyat Ödüllü Bilim İnsanı Aziz Sancar’ın editörlüğünü yaptığı bir dergide yazı çıktığını söyledi. Erkan Arslan, “Ersin hep cerrah olmak istemiştir. Ağabeyi olarak cerrah olması gerektiğine dair fikrimi ifade ediyordum. Kliniğin başyardımcısı oldu, ameliyatlar yaptı ve burada öğretmen olma hedefini koydu. Uluslararası dergilerde makaleleri yayınlandı. 16 makalesi vardı. Öğretim görevlisi olmayı hayal etti. Kendini öğretmen olmaya hazırlıyordu. Bir makalesi ölümünden sonra yayınlandı.”

Cezalar caydırıcı değil, şiddet suçlarını işleyenlere sağlık faturası kesilsin!

“Erkek kardeşim 84 yaşındaki kanser hastasını ameliyat etti. Sonra taburcu edildi. 10 gün sonra iç sorunları olan bir hasta öldü. Erkan Arslan konuşmasına “Hastanın 17 yaşındaki torunu tarafından hayatının baharında katledildi” diyerek devam etti. Ne yazık ki, bu tür suçlar için verilen cezalar kısasa kısas değildir. 17 yaşında olduğu için indirim yapıldı. Ersin gitti, diğer kişinin başına böyle bir şey gelmesin tek dileğimiz bu.İLE Empati kurmalıyız. Sağlık branşında çalışma koşulları ağır, doktorlar için çalışma koşulları ağır, can almak için şiddet kullanmak hiçbir şey yasal olamaz. Cezalar caydırıcı olmalı, bir aileden, bir devletten okumuş bir insanı hiçbir şey olmamış gibi gelip öldüremezsiniz. Bunu yapıyorsanız, uygun şekilde cezalandırılmalıdır. Hastaneye kardeşimin adı verilmiş ve bu kişinin veya yakınlarının bile o hastaneye gelmesi veya sosyal güvencelerle tedavi edilmesi beni ürpertiyor. Bu suçları işleyenler, doktoru öldürenler sağlıktan faydalanmasın! Parayla sağlık hizmeti alsınlar!” talebini dile getirdi.

Bir Hekim Ağabeyimiz Vardı, Bir Gururu Vardı!

Ersin Arslan’ın öldürülmesinin ardından hayatlarında büyük bir mahrumiyet olduğunu belirten Erkan Arslan, “Ersin’den sonra hayatımızda büyük bir mahrumiyet yaşandı. Bir hekim abimiz vardı, gururu, prestiji ve duruşu vardı. İşte bundan mahrumuz. Güler yüzlü, sevgi dolu abimizi kaybettik. Bize bilgelik ve sorunlarımıza çare olan ruhumuzu kaybettik. Acımız büyük. Hiçbir doktor yakınının başına böyle bir şey gelmesin, bu şiddet son bulsun. Herkes gerektiği gibi cezalandırılmalı!” konuştu

Hekimlere Karşı Algı Oluşturuluyor!

Dr. Ersin’in öldürülmesinden sonra neler değişti? Sorumuzu yanıtlayan Abi Arslan, “D Doktorlar hala tedavi yaparken korkuyor, hastaya yaklaşırken ve tedaviyi uygularken otosansür uyguluyorlar. Korkunç şeyler, doktorlar baskı altında! Ersin ve öldürülen tüm hekimler ve sağlık çalışanları bu halkın çocuklarıydı. Ersin’in babası marangoz, annesi ev hanımıydı. Bu doktorlar uzaydan gelmedi! Hepsi bizden biri. Neden farklı bakılıyor? Doktordurlar, insanları hor görürler, güçlü olarak algılarlar, neden yaratılmışlardır. Bu insanlar neden doktora düşman oluyor? İçimiz yanıyor, umarım hiçbir hekimimiz böyle bir şey yaşamaz!” sözlerini söyledi.

Doktorlar Neden Göç Ediyor?

Gaziantep Tabip Odası Başkanı Mehmet Yılmaz’a doktor göçünde şiddetin sağlık üzerindeki etkisinin ne kadar büyük olduğunu sorduk. Yılmaz, “Bu ülkede halk hekimliği bunu kendisine amaç olarak görüyor. Toplumda her gün birçok şiddet olayı yaşanıyor. Sağlık şiddetini toplumsal şiddetten ayıramayız. Bu konuda mutlaka toplumsal eğitim verilmesi gerekmektedir. Covid-19 Pandemisi sürecinde hekimler tüm odağındaydı ve hastalarını korumak için koşulsuz çalışmaya devam ettiler. 217 arkadaşımızı kaybettik. Yeniden yapılan beyin sarsıntısında doktorlar canlarını vererek görevi bire bir özveriyle üstlendi. Yaklaşık 3.000 tıbbi kayıt alındı. Sarsıntı bölgelerine gittiler. Sağlıkta veya başka bir alanda her gün yeni bir şiddet olayı yaşanacak kadar özverili çalışan bir gruba karşı olayların hız kesmeden devam etmesi toplumsal şiddetle açıklanabilir. Durum böyle olunca doktorlar farklı ülkelere gidiyor. 2023’ün ilk ayında yurt dışına giden doktor sayısı 770 civarında. Her yıl bir önceki yıla göre daha fazla doktor yurt dışına gidiyor. 2022 yılının tamamında yurt dışına giden doktor sayısı 1600 civarında iken bu yılın ilk üç ayında yurt dışına giden doktor sayısı 770. Neden böyle oluyor? Hak aramak zorundalar, asistanlık diyorsun, eğitim diyorsun, şiddet diyorsun, izle diyorsun… Bu mevzular insanı bu yüzden yoruyor. Özellikle tıp eğitiminde niteliksel maliyetlerden uzak durduk, niceliksel bir kadro değerlerin gerisinde kalıyor. Tıp eğitiminin değeri kanıtlanmıyor. Bu yüzden doktor göçü var. Doktorun adalet aramasına gerek yoktur, onurludur, şiddete maruz kalmaz, ararsa da çok azdır.”

Sistemdeki Sorunların Tek Sorumlusu Hekim mi?

“Sağlıkta şiddetle mücadelede alınacak tedbirler, bir sorunu çözmeye çalışıyorsak, şiddetin nedenlerini sorgulamak ve şiddetin nedenlerini ortadan kaldıracak sağlık politikalarının uygulanması için mücadele etmek gerekir. Tabip Odası Başkanı Yılmaz, “Sürekli sağlıkta dönüşüm programı şiddeti daha da körükledi. Nedense tüm sağlık sorunlarının kökü doktormuş gibi görünüyor. Bu sistemde sadece bir doktor mu var? sağlık bakanı, bakan yardımcıları, müsteşarlar, hastane genel müdürleri, başhemşireler, hastane müdürleri, yardımcıları… Bu sistemin uygulanmasından sadece doktor mu sorumlu?” sorusunu sorarak açıklamasını sonlandırdı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort